Vatanını En Çok Seven, Görevini En İyi Yapandır !

| Bu yazı, 5 Haziran 2023 Pazartesi günü Yeni Şafak Gazetesi'nde yayınlanmıştır |

Malumunuz, devletimizin ikinci yüzyılı için güçlü ve iddialı bir vizyon belgesi açıklandı. Siyaset kurumunun tasarladığı bu belge, bu ülkenin vatandaşları olarak hepimizin omuzlarına birtakım sorumluluklar yüklüyor. Gerçekten güçlü ve müreffeh bir devlet ile adil bir düzen tesis etmek istiyorsak fert olarak bu sorumluluklarımızdan kaçamayız. Sadece elimizi değil, bütün benliğimizi taşın altına koyup çalışmalıyız. Çünkü devlet denen organizasyon, vatandaşlarının her birinin katkısı nispetinde sağlıklı işler. Ekonomi, eğitim, sağlık, iç işleri, dış işleri, çevre ve şehircilik, tarım ve hayvancılık, ticaret gibi alanlardaki ilerleme, tümüyle fertlerin iş ve işleyişlerindeki nitelikle doğru orantılıdır.

“Vatanını en çok seven, görevini en iyi yapandır” derler.

Türkiye yüzyılına katkı sunmak için çıkış noktamız bu söz olsun.

Sorduğumuzda herkes vatansever olduğunu ifade eder ancak bunun doğruluğunu teyit etmek için kişinin işlerine ve eylemlerine bakmak gerekir. Bulunduğu noktada işinin hakkını vermiyorsa, emekten, zamandan, nakitten kaçırıyorsa kişinin vatanseverliği eksik veya hatalı kabul edilir. İşte artık, dışsal bir kontrol mekanizmasına ihtiyaç duymaksızın içsel bir otokontrolle bu duruma dur diyerek işe koyulma vaktidir.

Hepimiz işlerle ilgili işleyişten belli bir ölçüde şikayetçiyiz.

Pazarcımız sebze ve meyvenin çürüğünü paketimize atıyor, sanayideki ustamız aracımıza doğru şekilde müdahale etmiyor, tesisatçımızın işinde borular sus sızdırıyor, memurlarımız yavaş çalışıyor veya iş bilmezlikleri ile vatandaşın işini zorlaştırıyor, belediyelerimiz hizmette sınıfta kalıyor, öğretmenlerimiz çocuklarımızı nitelikli bir şekilde yetiştirmiyor, terzimiz hatalı dikiyor, bakkalımız eksik tartıyor, mandıracımız süte su katıyor, vesaire. Yani iş ve meslek sahipleri, iş ve mesleklerinin gereklilikleri konusunda neresinden tutsak elimizde kalıyor. Bu durum sürdürülebilir değil ve gelecek için iyi şeyler vadetmiyor. Bununla birlikte hayatını bu arızalı işleyiş üzerine devam ettiren bireyin vatanseverlik iddiası da son derece sakil duruyor. Çünkü seven, sevdiğine bu denli kötülükte bulunamaz.

Hangi mesleği icra ettiğiniz, hangi işle iştigal ettiğiniz önemli değil; bugüne kadar her nasıl yaptıysanız yaptınız, bugünden itibaren olması gerektiği gibi yapmak için ilkesel bir karar almalısınız.

Bu bir fedakârlık değil, esasen zorunluluk.

Sizin görev tanımınız.

Örneklerle açıklamak gerekirse; bir müteahhidin mühendislik kaidelerine bağlı kalarak inşaat faaliyetleri yürütmesi, onun görev tanımıdır. Bir öğretmenin derslerine vaktinde girip çıkması ve öğrencilerinin akademik gelişim düzeylerini takip etmesi, onun görev tanımıdır. Bir çiftçinin zamanında ve dozunda sebze ve meyvelerinin bakımlarını yapması, onun görev tanımıdır. Doktorun hastalarına uygun tedavi protokollerini ve ilaç prosedürlerini tatbik etmesi, onun görev tanımıdır. Gazetecinin doğru kaynaktan doğru bilgileri alarak yanlışsız bir şekilde aktarması, onun görev tanımıdır. İşçi, memur, esnaf olalım fark etmez, işlerimizde ve mesleğimizde olması gereken en optimum davranış biçimlerini sergilemek hepimizin aslî vazifesidir.

Bugüne kadar bu vazifemizi aksatmış, esnetmiş ve bir şekilde ifsad etmiş olabiliriz ancak artık buna bir son vermeliyiz. Yüzyılın vizyonunda hedefe ulaşabilmek için iş ve işleyişimizdeki yanlışları doğrularla tebdil etmeliyiz. Birey olarak bu şuurla, bu inançla, azimle ve gayretle hareket etmeliyiz. Bunu başarabildiğimiz ölçüde ancak gerçek birer vatansever olabilir ve ülkemizi iyi bir geleceğe taşıyabiliriz...