Siyasi Eylem ve Söylemlerde Z Kuşağı Etkisi !
- Abdulkerim Diktaş
- 25 May 2023
- 3 dakikada okunur
| Bu yazı, 25 Nisan 2023 Salı günü Yeni Şafak Gazetesi'nde yayınlanmıştır |
Malumunuz, 2000 ve sonrası dünyaya gelen çocuklar bugün Z Kuşağı olarak kategorize ediliyor. Bu kategorizasyona bilim çevrelerinden birtakım itirazlar gelse de terim olarak Z Kuşağı kavramı, neredeyse toplumun tüm paydaşları tarafından kullanılıyor. Bu kuşağın karakteristik özelliklerine baktığımızda toplumsallıktan ziyade bireyciliğin ön plana çıktığını görüyoruz. Teknoloji entegrasyonlarının güçlü olması, bağımsızlıklarına olan aşırı düşkünlükleri ve yüksek özgüvenleri de Z Kuşağı’nı kendinden önceki nesillerden farklı bir noktada konumlandırıyor. Çaba sarfetmek, fedakârlık, nasihat dinlemek ve sabır gibi meziyetler ise Z Kuşağı’na göre değil. Onlar, işlerin zahmetsizce ve hızlı bir şekilde yoluna girmesini arzu ediyorlar. Z Kuşağı’nın sosyal medya platformlarında aktif olarak varlık gösterdiğini gözlemliyoruz. YouTube’da içerik üretmede, Instagram ve TikTok’ta resim ve video paylaşarak etkileşim almada, Twitter’da gündem belirlemede başarılı olduklarını söyleyebiliriz. İnterneti iyi kullanma kabiliyetleri, onların bilgiye hızlı bir şekilde ulaşmasını kolaylaştırıyor. Ancak belirtmek gerekir ki acele işte hata payı yüksek olur. İnternetten hızlı bir şekilde ulaşılan bilginin mahiyetini sorgulamada, algıya mı yoksa gerçeğe mi hizmet ettiğini irdelemede, hakikatin peşinden sabırla gitmede ve mukayese ederek muhakemede Z Kuşağı görece eksik kalıyor. İşte mevcut siyasi figürlerden bazıları Z Kuşağı’nın bu konudaki eksiğini tespit etmiş olacak ki olması gerekenin hilafına da olsa onların teveccühünü kazanabilmek için eylem ve söylem üretmekten geri durmuyor. Neden? Çünkü yaklaşık 7 milyon Z Kuşağı bu seçimde ilk defa oy kullanacak.
Yukarıda karakteristik özellikleri genel hatlarıyla ifade edilen Z Kuşağı’nın bu seçimde aklını ve gönlünü kazanmak gerekiyor. Bu konuda Cumhurbaşkanı Erdoğan geleneksel siyasetçi duruşunu sürdürmeye devam ediyor. Yerine göre ciddi, yerine göre mütebessim bir çehre ile 20 yıllık icraatlarını anlatıyor. Gençlere yönelik hayata geçirdikleri projelerden ve gelecek tasarımlarından bahsediyor. Bunu yaparken şirin görünme kaygısı ile hareket etmiyor. KYK yurtlarındaki niteliksel dönüşüm, kredi ve burs olanaklarının artırılması, gençlik hizmetleri, bakanlık düzeyindeki faaliyetler ve bütün bunların “nereden nereye” geldiğini gösteren karnesi ile gençlerin karşısına çıkıyor.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun hedef kitlesini ağırlıklı olarak Z Kuşağı’nın oluşturduğunu söyleyebiliriz. Direkt “Z Kuşağı” terimiyle ifade edilen etkinliklere katılarak cep telefonu, tablet, bilgisayar, oyun konsolu gibi teknolojik ürünlerin fiyatları üzerinden iktidar eleştirisi geliştirerek gençlerle aynı frekansı yakalamaya çalışıyor. 74 yaşında bir lider olmasına rağmen bu tür toplantılarda ve miting alanlarında Z Kuşağı’nın sembol hareketlerinden biri olan el ile kalp yapmayı ihmal etmiyor. Özellikle bu hareket, Kılıçdaroğlu’nun Z Kuşağı’na şirin görünme çabası olarak yorumlanabilir.
Meral Akşener de Z Kuşağı’nın gönlünü kazanma çabasında olan siyasi figürlerden. Ancak bu konudaki tavrını daha çok gençler ne yer, ne içer, nasıl gezer üzerine kurguladığını söyleyebiliriz. Ayrıca sosyal medya yasa tasarısının konuşulduğu günlerde, Z Kuşağı arasında popüler olan Netflix dizisi Dark’a Twitter üzerinden göndermede bulunması, onun da Z Kuşağı’na sevecen bir edayla göz kırptığı şeklinde yorumlanabilir.
Z Kuşağı üzerine eylem ve söylem geliştiren siyasi figürlerden biri de Muharrem İnce. Gençlerin gönlünü okşayacak popülist söylemler üretmekten tutun, çarşıda-pazarda fotoğraf çektirmeye ve hatta otobüs üzerinde dans figürleri sergilemeye kadar geniş bir yelpazede Z Kuşağı’na el sallıyor. Zaman zaman kendisiyle ters düşen gençlerle polemiğe girmişliği vaki olsa da genel hatlarıyla İnce, Z Kuşağı’nın sevgisine mazhar olacak icraatlerden vazgeçmiyor.
Yaşına uygun davranmak, talip olunan veya icra edilen makamın vakarına uygun davranmak, siyasetçi ağırbaşlılığı ile hareket etmek, bu doğrultuda söylemler geliştirmek gibi siyasetçide tezahür etmesi beklenen nitelikler, bir neslin gözünde sevimli görünmek adına feda edilebilecek nitelikler olmamalıdır. Genç seçmen kitlesinin aklını, gönlünü, oyunu kazanabilmek için bu nitelikleri silikleştirmemek gerekir. Projelerinizi anlatarak genç gönüllerde yer tutmak için 20-30-40-50 yaş birden küçülmeniz ve aslında yapmayacağınız tarzda eylem ve söylemler üretmeniz gerekmez. Hakikati setretmeniz, gerçeği manipüle edip algıları gasp etmeniz gerekmez. Nitekim Z Kuşağı samimi ve içten olanla kendilerini seçim yatırımı olarak görenler arasındaki farkı net bir şekilde not ediyor. Hangi siyasi liderin hangi eyleminin samimi, hangi söyleminin yapmacık olduğunu anında tespit ediyor. Yakın tarih okumalarına meraklı olan yüz binlercesi ise zaten algıyı hedef alan söylemlere zerre miskal itibar etmiyor. Bu vesile ile gençlerimizin teveccühüne talip siyasetçileri, devlet adamlığı vakarına yakışır tutum ve davranışlardan taviz vermeksizin gönülleri kazanmaya davet ediyorum.

Comments