İntikam !
- Abdulkerim Diktaş
- 2 Şub 2018
- 1 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 26 Nis 2019
Milliyetçi-muhafazakâr çizgide seyreden dizilerin câlib-i dikkat bir söylemi var: İntikam !
İntikam kavramı, izleyici kitlesi milyonları aşan bu dizilerde o kadar sık kullanılıyor ki, izleyici izlediğinden etkilenip günlük yaşantısına aksettirecek olsa, vay toplum düzeninin hâline.
Mecelle'de "zarara zararla mukâbele yoktur" hükmü var. Buna göre kişiler arasında, meşrû müdafaa dışında, "mukâbele bi'l-misil", yâni verilen bir zarara aynıyla mukâbele yoktur. Bu, ferdî intikam almaya ve kavgaya yol açar, toplum düzenini bozar. Bununla birlikte, zarar görenin dâva açma ve zarar için tazminat isteme hakkı bulunmaktadır.
Meselâ size âit bir eşyâyı çalan bir şahsın malını çalarak, ona aynı ile mukâbelede bulunamazsınız. Sevdiğiniz birinin canını yakmış şahsın sevdiği birinin canını yakarak intikam alma hakkınız yoktur. Sizin sözlü veya fiili bir tâcize uğramış olmanız, başkalarını tâciz etme hakkı tanımaz size. Kânunların müsaade ettiği çerçevede hakkınızı aramalısınız, o kadar.
Eğer intikamdan kasıt ülkemize, dînî değerlerimize, bayrağımıza ve kutsallarımıza karşı tertip edilen saldırılara cevap vermek ise; bunun adı intikam değil nefs-i müdafaa veya meşrû müdafaadır. Haktır ve gereklidir.
Esmâ'ül Hüsnâ'dan olan "El-Muntakim"i referans gösterecekler için de arz edeyim. El-Muntakim, suçluları gerektiği gibi cezâlandıran, cezâyı da adâleti ile veren, haksızlık etmeyen demektir. Yani Allah'ın kullarına kin güdüp onlardan intikam alması gibi anlaşılmamalıdır.
Keyifle seyrettiğim birkaç diziden tahlil ettiğim ve üzerinde düşündüğüm bir meseleydi, vardığım yargıyı paylaştım.
Vesselâm...

Comments